Olgu Arşivi

Fokal invaziv duktal komponent barındıran yaygın insitu lobuler karsinom

OLGU ÖZETİ

  • Hasta

    50, Yaş kadın
  • Tanı

    - Mamografi (a)- Doppler Ultasonografi (b)- Aksiyal T1 TSE (c)- Aksiyal T2 SPAIR (d), - Diffüzyon ağırlıklı b800 (e,), ADC(f)- Prekontrast aksiyal planda yağ baskılı T1ag (g), - Postkontrast aksiyal planda yağ baskılı T1ag (h),- Dinamik kinetik eğri (ı)Doppler USG’de sol meme saat 2 hizasında yaklaşık 3cm’lik bir alanda içerisinde mikrokistlerin ve dilate duktus içi vaskülarizasyon gösteren hipoekoik yapıların izlendiği heterojen ekolu bir alan izlenmektedir. MR görüntülerinde ise üst dış bölümde T1ag hipointens , T2 ag hiperintens kistler içeren lezyon alanı izlenmekte olup DAG’lerde kistler etrafındaki stromada hafif diffüzyon kısıtlanması mevcuttur. Kontrastlı görüntüde lezyon sahasında kitlesel olmayan heterojen kontrastlanma dikkati çekmektedir. Dinamik kontrastlı seriden elde edilen sinyal –zaman eğrisinde ise lezyon içerisinde Tip 3 kinetik eğri gösteren alan mevcuttur.
  • Yazar

    Dr. Yasemin Kayadibi, Dr. Seda Aladağ Kurt
  • Tarih

    15/03/2021

MR BULGULARI

50 yaşında asemptomatik kadın hasta, tarama amacıyla çekilen ilk  mamografisinde sol meme üst dış kadranda  yapısal bozulmanın eşlik ettiği asimetrik  yoğunluk alanı ve bu alana superpoze kalsifikasyonlar  saptanması üzerine  çekilen ultrasonografi ve  dinamik kontrastlı  meme manyetik rezonans incelemelerine ait görüntüleri aşağıdaki gibidir.

TARTIŞMA

FİBROKİSTİK DEĞİŞİKLİK

- En sık rastlanan benign meme hastalığıdır.

- Terminal duktal ünitenin kistik genişlemesi olup fibrozis de eşlik edebilir.

- Proliferatif ve non proliferatif olarak ikiye ayrılır. Proliferatif tipinde kanser gelişme riski artmıştır.

- Mamografide asimetrik yoğunluk artışları, nodüler opasiteler şeklinde izlenir. Kist içerisinde biriken kalsiyum sütü mamografide «tea cup» veya amorf mikrokalsifikasyon kümesi şeklinde izlenebilir.

- USG’de değişen sayı ve boyutta kistler izlenmektedir. Genellikle diffüz ve bilateral olarak saptanmakla birlikte fokal, bölgesel veya segmental tutulum da gösterebilirler. Fibrozis gelişmiş ise - -

- USG’de kistlere eşlik eden gölge veren hipoekoik, isoekoik veya hiperekoik alanlar da izlenebilir.

- MR ‘da T1ag hipointens , T2 ag hiperintens kistler izlenmekte olup dinamik kontrastlı serilerde genellikle giderek artan veya persistan kontrastlanma mevcuttur. DAG ‘lerde artmış diffüzyon izlenir.


PSÖDOANJİOMATÖZ STROMAL HİPERPLAZİ (PASH)

- Genellikle premenapozal kadınlarda izlenir.

- Meme stromasının aşırı proliferasyonu sonucu gelişir.

- PASH çoğunlukla semptom oluşturmaz ve meme biyopsilerinde tesadüfen tespit edilir.

- Mamografide asimetri veya oval şekilli kitle mevcuttur.

- USG’de ise hipoekoik solid kitleler olarak bulgu verir. Kitleler çoğunlukla iyi sınırlı olup, bazen kistik değişiklikler içerebilir.

- MR’da düzgün konturlu kitle veya fokal /regional kontrast tutan kitlesel olmayan alanlar izlenir.T2 ag hiperintens ince kistler içerebilir.

- Dinamik kontrastlı serilerde genellikle hafif giderek artan veya persistan kontrast tutulumu gösterir


DUKTAL KARSİNOMA İNSİTU(DKIS)

- Malign duktal hücrelerin duktal yapılar içerisinde bazal membranı aşmadan prolifere olmasıdır. İnvaziv kanser gelişme potansiyeli mevcuttur.

- Çoğu hasta asemptomatik olarak mamografide şüpheli mikrokalsifikasyonlar ile saptanır. Hastaların %10’undan azında kanlı meme başı akıntısı veya ele gelen kitle mevcuttur.

- Mamografi tarama programları ile tespit edilen kanserlerin %30’unu oluşturur.

- Mamografide lineer veya segmenter dağılım gösteren pleomorfik/ ince lineer kalsifikasyonlar şeklinde izlenebilir.

- USG’de kalın duvarlı duktuslar içerisinde hipoekoik irregüler kitleler ve ekojenik kalsifikasyonlar izlenir, eşlik eden solid kitle invaziv komponent için uyarıcıdır.

- MR’da en sık duktal traseye uyar lineer veya segmenter dağılım gösteren kümeleşme veya halkasal tarzda kontrast tutulum alanları izlenirler.

- Ancak bazen foküs, fokal , rejionel, multipl bölgesel veya diffüz kitlesel olmayan kontrast tutulumları da gösterebilirler. Kitlesel kontrast tutulumu nadirdir.

- Düşük gradlı DKIS skip alanlar, yüksek gradlı DKIS ise daha çok konflüent , segmental veya lineer kontrast tutulumları şekline izlenir. Kontrast kinetik eğrileri değişkendir. Morfolojik görünüm kinetik değerlendirmeden daha değerlidir. Yüksek gradlı ise DAG ‘de kısıtlanma gösterebilir.


İNVAZİV DUKTAL KARSİNOM

- Malign duktal hücrelerin bazal membranı aşmasıdır. Tüm meme kanserleri arasında en sık saptanan tipidir.

- Mamografide genellikle spiküle hiperdens kitle olarak izlenir, oval şekilli mikrolobulasyonlar içeren kitleler veya mikrokalsifikasyonlar olarak da izlenebilirler

- USG’de irregüler veya belirsiz sınırlı hipoekoik kitlelere hiperekoik anguler konturlar, posterior akustik gölge, duktal ektaziler, yapısal distorsiyon alanları veya mikrokalsifikasyon kümeleri eşlik edebilir.

- MR’de T1ag parankime göre izointens, yağ dokusuna göre hipointens, T2 ag de parankime göre izointens, ödematöz zona göre hiperintens sinyal özelliğindedir.

- Kontrastlı serilerde ise sentripedal rim şeklinde kontrastlanma ve genişlemiş drenaj venleri izlenir.

- Dinamik serilerden elde edilen sinyal –zaman eğrilerinde tip 3 eğri tipik olmakla birlikte bazı lezyonlar tip 2 hatta tip 1 eğri de gösterebilir.

- DAG’de kısıtlanma gösterir.


LOBULER KARSİNOMA İNSİTU(LKIS)

- Tipik bir görüntüleme bulgusu olmamakla birlikte genellikle yapılan biyopsilerde insidental olarak saptanır.

- LKIS prekanseröz bir lezyon olmamakla birlikte , LKIS saptanan hastalarda yaşam boyu kanser gelişme oranı %10 ile %20 oranında arttığı bildirilmiştir. Kanser gelişme riski her iki meme için de artmıştır.

- Önceden LKIS saptanmış bir hasta orta derecede artmış risk grubunda yer alır ve bu hastaların taramasında MR kullanımı tartışmalıdır.

- Mamografide distorsiyonun eşlik ettiği asimetri veya irregüler kitle şeklinde izlenebilir. Klasik tipi mamografide genellikle okült olup amorf veya punktat kalsifikasyonların biyopsisi ile insidental olarak saptanır. Pleomorfik tipinde komedonekroza bağlı mikrokalsifkasyonlar eşlik edebilir.

- USG’de irregüler hipoekoik kitleler şeklinde izlenir, distorsiyon veya posterior gölgelenme de eşlik edebilir.

- MR da T1 ag hipointens, T2 ag hiperintens fokal veya bölgesel kitlesel olmayan kontrastlanma alanları veya kümelenme veya irregüler kontrast tutan kitleler şeklinde izlenebilirler. Dinamik incelemede sinyal –zaman eğrisi değişkendir. Diffüzyon ağırlıklı görüntülemelerde yüksek gradlı lezyonlar kısıtlanma gösterebilir.


PAPİLLOM

- Süt kanallarının en sık benign kitleleridir. Benign olmasına rağmen içerisinde atipi veya karsinom da içerebilirler.

- Fibrovasküler bir sap ile duktus duvarına tutunarak lümene doğru büyür ve duktusta obstrüksiyona yol açar.

- Genellikle asemptomatik olup rutin kontroler sırasında ortaya çıkar. En sık semptom ise kanlı veya serözanjiöz meme başı akıntısıdır.

- Mamografide küçük papillomlar genellikle bulgu vermez iken, dilatasyona yol açtıysa tubuler opasite ,kitlesel opasite veya mikrokalsifikasyon kümeleri şeklinde izlenebilir.

- Galaktografide duktus içi dolum defektine neden olur.

- USG’de tekli veya çoklu duktus içi kanlanma gösteren nodüler yapılar izlenir.

- MR ‘da dilate duktus içerisinde lümene uzanan kontrast tutan yuvarlak veya tubuler lezyonlar izlenir.

- T1 ag izointens ile hipointens arasında değişken sinyal özelliği gösterirken T2 ag’de hiperintenstir. T2 ag’de kistlere göre daha az parlaklar.

- Kontrastlı serilerde hızlı kontrastlanma izlense de mutlak kontrastlanma oranı DKIS’dan daha azdır, ve hızlı yıkanma gerçekleşmez. Homojen veya heterojen bir kontrast tutulumu gösterse de bazen halka şeklinde de kontrastlanabilirler.


KOMPLEKS SKLEROZAN LEZYON- RADYAL SKAR

- İdiyopatik sklerozan duktal hiperplazi ile sonuçlanan proliferatif bir meme lezyonudur. 1cm’den küçük lezyonlar radyal skar olarak, daha büyük lezyonlar kompleks sklerozan lezyon olarak adlandırılır.

- Benign bir lezyon olmasına rağmen mamografide spikülasyon gösteren yapısal bozulma alanları şeklinde izlenmeleri nedeniyle radyolojik-patolojik diskordansa yol açarlar. Yapısal bozulma santralinde lusensi dikkat çekicidir.

- İnvaziv duktal karsinom, tubuler karsinom, DKIS ve atipik hiperplaziye eşlik edebilir. Bu sebeple cerrahi eksizyonları önerilir.

- MR’da yapısal distorsiyon, kitle veya kitlesel olmayan kontrast tutulumu şeklinde izlenebilirler.

KAYNAKLAR

1) Berg, W. A., & Leung, J. W. (2019). Diagnostic Imaging: Breast E-Book. Elsevier Health Sciences.

2) Harvey JA, March DE. Making the Diagnosis: A Practical Guide to Breast Imaging. Philadephia: Saunders; 2013. 304 p.

3) Cyrlak D, Carpenter PM. Breast imaging case of the day. Pseudoangiomatous stromal hyperplasia. Radiographics. 19 (4): 1086-8.

4) Demirkazık, F. B., Gülsün, M., & Fırat, P. (2003). Mammographic features of nonpalpable spiculated lesions. Clinical imaging, 27(5), 293-297.

5) Eiada R, Chong J, Kulkarni S et-al. Papillary lesions of the breast: MRI, ultrasound, and mammographic appearances. AJR Am J Roentgenol. 2012;198 (2): 264-71. doi:10.2214/AJR.11.7922

MR GÖRÜNTÜLERİ